BESLENME ve EGZERSİZ HAKKINDA

Son Görüşler

           

Doç.Dr.Gülgün ERSOY

 

            ÖZET

   Ağır egzersizlerin serbest radikal oluşumunu artarak lipit peroksidasyonu ve doku hasarı oluşturduğu fakat antioksidan (vitamin C,E ve beta karoten) vitaminlerin  bu etkilere karşı : koruyucu olduğu bilinmektedir.Bu nedenle yeterli antioksidan vitamin tüketimi ile birlikte yapılan düzenli egzersizlerin  kronik hastalıkların ölümle /tedavisinde optimal sağlığın sürdürülmesinde yaralı olduğu bilinmektedir.

 

 

            Son yıllarda egzersiz yarışma amacı dışında kronik hastalıkların önlenmesi/tedavisi ve sağlıklı yaşamın sağlanması için herkese önerilmektedir. ABD'de halkın %40 nın düzenli olarak egzersiz yaptığı,ülkemizde ise bu oranın çok düşük olduğu bilinmektedir.Egzersiz ve beslenme birbirleriyle yakından ilişkilidir.

            Bu ilişki 3 basamaktan incelenebilir;

            1-Beslenme ,egzersiz performansını artırmak için önemlidir.

            2-Beslenme ,egzersiz sırasında enerji metabolizması ve enerji kaynaklarını sağlanması için önemlidir.

            3-Sağlıklı beslenme ve egzersiz / fiziksel uygunluk hastalıkların önlenmesi ve sağlığın korunması için gereklidir.

 

 

1-PERFORMANSI ARTIRMAK İÇİN BESLENMENİN ÖNEMİ

            Sporcu ve antrenörler çok eski çağlardan bu yana özellikle kendi deneyimlerine göre yarışmayı kazanmak  ve rakiplerine göre avantaj sağlamak için özel diyetler uygulamakta ve konu ile çok yakından ilgilenmektedirler.Romalı gladyatörlerin kas gücü artırmak için fazla miktar et yedikleri ,5 defa  Olimpiyat şampiyonu olan Yunanlı güreşçi Milan'ın ise günde 9 kg et ile bol miktarda ekmek yediği ve şarap  içtiği bilinmektedir.Hatta Milan'ın Olimpiyatlarda gösterdiği başarının diyetiyle ilgili olduğu bildirilmiştir.Fakat günümüzde bu uygulamaların bilimsel dayanağın olmadığı açıklığa kavuşturulmuştur.

            Gerçektende beslenme sporcunun antrenman ,antrenman sonrası toplanma ve yarışma performansını direkt olarak etkilemektedir.Yarışma ve antrenman öncesi ,sırası ve sonrasında kalite ve miktar olarak ``yeterli diyet`` tüketmek performansı max.düzeye çıkarmaktadır.Pek çok spor dalı için optimal diyetin enerjisinin 9 60'ı karbonhidrat ,%12'si protein,kalanı yağlardan sağlanmalıdır.

            Spor dallarında beslenme özellikleri faklılık göstermesine karşın sporcuların çoğunun uyması gereken 2 temel kural bulunmaktadır.Bunlar:

            1-Antrenman ve yarışmalar sırasında kas glikojen düzeninin devamlılığının sağlanması için diyetle yeterli karbonhidrat tüketilmesi.

            2-Egzersiz sırasında normal termoregülatör fonksiyonlarının sürdürülmesi için yeterli sıvı alınmasıdır

 

 

 

2-ENERJİ KAYNAKLARININ KULLANIMI ve EGZERSİZ SIRASINDA

ENERJİ  METABOLİZMASI

            Bu yüzyılın başlangıcında spor fizyolojistleri sporcu performansını artırmak için egzersiz sırasında enerji kaynaklarının (substrat)kullanımı ve enerji metabolizması ile ilgili çalışmalar yapmaya başlamışlardır. Bu çalışma bulguları egzersiz sırasında hücrenin yakıt seçiminin tanımlanmasına yardımcı olmuştur. Günümüzde ise hücrenin yakıt seçiminin egzersiz şiddeti, süresi, fiziki şartlar, çevre ısısı ve uygulanan diyete bağlı olduğu hakkında görüş birliğine varılmıştır. Ayrıca bu periyotta yeterli karbonhidrat ve sıvı tüketiminin gerekliliği vurgulanmıştır.

 

 

 

3-SAĞLIKLI YAŞAM VE HASTALIKLARDAN KORUNMA BESLENME ve EGZERSİZİN ROLÜ

            Son günlerde bütün dikkatler egzersiz / fiziksel aktivitelerin bazı kronik hastalıkların önlenmesi / tedavisinde  ve sağlıklı yaşam sürdürülmesindeki rolü üzerinde toplanmıştır. Egzersiz insüline bağımlı olmayan diabet ,hipertansiyon. koroner kalp hastalıkları osteoporozis. obezite. mental sağlık, kolon kanseri gibi hastalıkların önlenmesindeki  / tedavisindeki rolü ile ilgili  inandırıcı çalışmalar bulunmaktadır. ABD'de sağlıklı insanlar 2000 (Healty People 2000)sloganı ile insan sağlığı nın korunması için 8 hedef belirlemiştir. Bunlardan en önemli ikisi fiziksel aktivite/fitness ve beslenmedir. Son 10 yıldır optimal sağlığın sürdürülmesi ve kronik hastalıkların ölünmesinde beslenmenin potansiyelin rolü giderek artan önem kazanmaktadır. Geçmiş yıllarda yetersiz protein vitamin ve mineral tüetimlerini olumsuz etkileri üzerinde durulurken günümüzde beslenmenin kronik hastalıklarla ilişkisine dikkat çekilmektedir. Enteresan olarakta  beslenme ile ilgili bazı uygulamaların egzersiz benzer şekilde sağlığı olumlu yönde etkilediği bildirilmektedir. Örneğin C,E ve beta karotenin kronik hastalık vitamin D ve kalsiyum osteoporoz ve kolon kanser riskini azalttığı  ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Ayrıca C vitaminin fazla tüketimi ve kan düzeyinin yüksek olmasının düşük kan basıncı ile ilişkisi hakkında çalışmalar dikkat çekmektedir. Bunun yanısıra düşük sodyumlu diyet hipertansiyon tedavisinde kullanılmaktadır.

            Sağlığın korunmasında egzersiz ve beslenme arasındaki yakın ilişki Şekil 1 de verilmiştir. Kısaca uygun egzersiz ve sağlıklı beslenme üzerine sinejistik  ve artı bir etki yapmaktadır

 

 

Şekil 1: Beslenme ve Egzersizin Sağlık Ürünlerine Etkileri

 

Fakat yoğun egzersizin serbest radikal üretimini artırarak potansiyel sağlık riski oluşturduğu son yıllarda yapılan pek çok çalışma ile saptanmıştır.

 

EGZERSİZ ve SERBEST RADİKAL OLUŞUMU

            Yapılan çalışmalar egzersiz sırasında serbest radikal oluşumunun arttığını göstermektedir. Demopolus ve arkadaşları egzersiz sırasında serbest radikal oluşum nedenlerini şu şekilde sıralamıştır:

1-Egzersizin süresince artan oksijen tüketimi(10-40 kat artmaktadır)başlı başına nedendir.

2-oksijen kısmi azalmasına bağlı olarak artış gösteren metabolik ara ürünlerin oluşumu  da(örneğin süperoksitler,hidrojen peroksit ve hidrosiradikaller)neden olur.

3-Metabolik olarak inaktif oldukları zaman epinefrin ve diğer katekolaminlerin artışı oksijen radikallerini üretebilmektedir .

4-Metabolizma sonucu üretilen laktik asit hafif hasar oluşturan serbest radikal süperoksit o da kuvvetli hasar oluşturan hidroksile çevrilebilir.

5-Egzersiz sırasında kanın büyük  bölümü çalışan kaslara aktığı için birçok organ ve dokuya giden kan akımı azalmakta ve bu bölgelerde hipoksi oluşturmaktadır. Egzersiz bittikten sonra yeniden kan akımının başlaması ile tekrar oksijenlenme sonucu birdenbire reaktif oksijen molekülleri artmaktadır.

Ayrıca yoğun egzersizler sonucu oluşan kas hasarı membranlarda lipit peroksidasyonuna neden olmakta, hasar gören kaslardaki  beyaz kan hücreleri ve makrofajlrdaki artış serbest radikal oluşumuna neden olan etmenler arasında yer almaktadır.

 

EGSERSİZE BAĞLI  POTANSİYEL  SAĞLIK RİSKLERİ

(Beslenmenin Olumlu Etkileri)

 

 

 

Şekil 2: Egsersize bağlı potansiyel sağlık riskleri: Beslenmenin olumlu etkileri.

 

 

EGSERSİZ SÜRESİNCE OLUŞAN SERBEST RADİKELLERİN YAPTIĞI HASARLAR

 

                  Ağrı egzersizlerinin potansiyel olarak serbest radikal üretimine neden olduğunu gösteren bilimsel verilerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Yüksek reaktif yapıda olan serbest radikallerin bazı kritik hücre komponentlerinde (lipit membranı , DNA, protein) değişikliğe neden olarak doku hasarı oluşturduğu bilinmektedir. Diğer faktörlerin yanı sıra serbest radikal hasarının bazı kronik hastalıkların etiyolojisine katıldığı saptanmıştır.  

 

 

 

Şekil 3: Serbest Radikaller dış yörüngelerinde bir veya daha fazla çiftlenmemiş elektron içeren kimyasal öğelerdir.

 

                EGSERSİZ SIRASINDA OLUŞAN OKSİJEN STRESE KARŞI

                ANTİOKSİDAN VİTAMİNLER

                  

                 Serbest radikal hasarına karşı vücutta hücre ve dokuları koruyan biyokimyasal mekanizmalar bulunmaktadır. Bu savunma mekanizmaları düşük molekül ağırlıklı serbest radikal temizleyicileri (tokofirol, askorbat, beta karotan ve glatatyon)ve enzim sisteminden farklı olarak serbest radikallerin oluşturacağı hasardan korunmak için vücuttaki vitamin c, eve beta karoten düzeyleri ya diyette fazla tüketilerek ya da diyete ek yapılarak artırılabilir. Vitamin E hücre membranındaki yağda eriyen temel antioksidan ve singlet oksijen temizleyicisidir. Vitamin C de suda eriyen antioksidan olup o da singelt oksijen temizleyicisi görevi  yapmaktadır. Bu antioksidan vitaminler (vitamin C su, vitamin yağ fazında)hidroksil ve peroksil radikaller gibi serbest radikallerle tepkimeye girerek dokuları serbest radikal hasarından korunmaktadır. Beta katoren de yağda eriyen antioksidandır ve biyolojik sisiteme singlet oksijen temizleyicilerinin en önemlilerinden biridir. Beta kroten yağda eriyen antioksidan olan E nin tamamlayıcısıdır. Çünkü vitamin E yüksek oksijen kısmı basınca oldukça etkilidir. Egzersiz sırasında oksidan strese karşı vücudu korumak için vitamin E, C ve beta karoten düzeylerinin her üçünün de yüksek olmasının önemi hakkında kesin bilgiler bulunmaktadır. İnsan ve hayvanlar üzerinde yapılan bazı çalışmalar egzersiz sırasında vitamin E  nin kas yorgunluğunu geciktirebileceğini performansı olumlu yönde etkileyebileceğini göstermektedir.

                Gönüllü insanlar üzerinde yapılan bir çalışmada bisiklet ergometresi ile (%50 VO2 max)yapılan egzersizin lipit peroksidasyonunu artırdığı bulunmuştur. Diyete  egzersizden önceki iki hafta süresince 1,91 mg dl tokoferol eklendiğinde lipit peroksidasyonunda hem dinlenme hemde egzersiz sırasında önemli ölçüde azalma olduğu saptanmıştır. Diğer bir çalışmada bisiklet ergometresi ile bitkinliğe yapılan egzersizin kan malondial dehit (MDA) düzeyinde artışa neden olduğu ve B glukoronidaz ve mitakondiral glutamik oksala asetik transaminaz (m-GOT) aktivitelerini artırdığı saptanmıştır.MDA düzeyindeki artış artan lipit peroksidasyonunun diğer iki bulgu ise doku hasarının göstergesidir. Bu çalışmada egzersiz sonrası toparlama süresince kan ürik asit düzeyinin önemli ölçüde yükseldiği bulunmuştur. İskemi reperfüzyonu sırasında serbest radikal üretim mekanizmalarından biriside ksantin  oksidaz enzim sisteminin (ksantin oksidaz gibi oksijen kullanan enzimler serbest oksijen radikali oluşumuna neden olurlar) sitümülasyonudur ki bu sırada ürik asit üretimi artmaktadır. Böylece egzersiz sonrası toparlanma dönemi süresince yüksek kan ürik asit düzeyi egzersiz sırasında bazı organ ve dokulardaki iskemi oluşumu ve bunu takiben toparlanma süresince oluşan reperfüzyonun göstergesidir.

                Günlük 300 mg d-s tokoferol/gün egzersizden önceki 4 hafta süresince verilmesinin egzersize bağlı serum MDA düzeyi ve mGOT ve glukoronidaz aktivitelerindeki artışını engellediği bilinmektedir.Bu bulgular yorucu dayanıklılık  egzersizlerinin neden olduğu lipit peroksidasyonunun oluşturacağı hücre membran hasarını  vitamin E ekleminin önleyebileceğini göstermektedir.

               Kontrollü yapılan bir çalışmada da , dağcılara 4 hafta süresince  günde 2 kez vitamin E (200 mg dsltokoferol ) verilmiş ve anaerobik eşikleri ölçülmüştür. Sonuç olarak yükseltide çalışma performansının önemli ölçüde artığını,ayrıca vitamin E ekleminin yükseltide lipit peroksidasyonunu bloke ettiği saptanmıştır.

            Yapılan başka bir çalışmada serum MDA ve solunan pentan ölçümleri ile lipit peroksidasyonunda artışa neden olan treadmil egsersizi sırasında antioksidan vitaminler vitamin C ve E beta karotenin (727 mg di§tokoferol ,1000mg C vitamini, 28 mg beta karoten ) lipit peroksidasyon parametrelerinin her ikisininde hem dinlenme hem de egzersiz sırasında önemli ölçüde azalttığı sonucuna varılmıştır. Egzersiz sırasında serbest radikal oluşumu ve onun dayanıklılık egzersizlerine olan olumsuz etkilerinin intramuskular E vitamini enjeksiyonuyla azaldığı ve yüzmeye olan dayanıklılığın arttığı fareler üzerinde yapılan bir çalışmada belirlenmiştir.

 

           EGSERSİZ RİSKLERİNİ AZALTMAK VE OPTİMAL SAĞLIK İÇİN BESLENME

          Konu ile ilgili ayrıntılı bilgilere gerek duyulmasına rağmen yapılan çalışma sonuçlarından çıkan ortak görüş bazı besin öğelerinin özellikle vitaminlerin (C,E vitamini, beta karoten ve kalsiyum) ve düzenli egzersizin (koroner kalp hastalıkları , hipertansiyon,bazı kanserler, ve asteoporozisten korunma ve tedavisinde) sağlığı olumlu yönde etkilediği bilinmektedir.Ayrıca antioksidan besin öğeleri egzersize bağlı serbest radikal hasarını da önlemektedir.Böylece antioksidan besin öğelerinin tüketimi sağılığı korumak  ve  tedavi için yapılan egzersiz programlarının önemli bir parçasıdır.Uygun beslenme ve düzenli egzersiz özellikle de antioksidan besin öğelerinin yeterli tüketimi son derece önemli ve acil bir uygulama olmalıdır.Bu uygulamaların en iyi göstergesi ise 65 yaş ve üstü nüfusun hızla artışıdır.Örneğin  ABD 'de 1988 yılında 65 yaş ve üstü total nüfusun %12'si iken 2030 da bu oranın %22 olacağı tahmin edilmektedir.

        Böylece yaşamın ilk yıllarında itibaren uygun beslenme ve düzenli egzersiz pek çok kronik hastalığın başlangıcını geciktirerek yaşam kalitesini,üretimi artırmakta, ulusal sağlık harcamaların ise düşürmektedir.  

 

 

          LATEST VİEWS ON NURTRITION and EXERCISE

  Strenuous exercise may promote free radical production, leading to lipid  peroxidation and tissue damage.However, there is evidence that vitamins Cand E and B carotene may protect against such damage .Thus, antioxidant nutrients (e.g,vitamins C and B carotene) and regular exercise may prevention of chronic diseases and/ or promotion of chronic diseases and/ or promotion of optimal helath.

 

                       KAYNAKÇA

     Holt, W.S., 1993:Nurtrition and Athletes, American Family Physician 47 : 1757.

      Sing, V.N., 1992 A Current Perspective on Nutrition and Exercise , Journal of nutrition 122:760

      Packer, L. Sıngh, V.N., 1992 Nutrition and Exercise introduction and  Overview,Journal of Nutrition 122:758

      Whelan;E.M., Stare F.J., 1990 : Nutrition ,JOURNAL OF THE  American Medical Asociantion 263:2661.

      Clarkson,P.M.,1995: Antioxidants and Physical performance , Critical  Reviews in Food Science and Nutrition 35:131

 

 

 

Yayına Hazırlayan : Fatma AYDIN